• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Ana Sayfaya Dönüş

En Çok Okunan Yazılarım

Güncel 

Yazılarım

Yorumlar

İletişim

Çatışma, Çelişme, Çakışma (3Ç) yaklaşımı ile Amerika-Türk ilişkilerinin değerlendirilmesi

 (gtag.js) Çatışma, Çelişme, Çakışma (3Ç) yaklaşımı ile Amerika-Türk ilişkilerinin değerlendirilmesi;

           
Machiavelli, Sun TZU'nun penceresinden ABD'nin dış Politikaları ve Türkiye; başlıklı 10 Aralık 2017 tarihli yazımda Amerika ile ilişkilerimizi ele alırken stratejik ortak, ittifak, müttefik ve dost kavramlarının ilişkilerimizi tanımlamaya uymadığını açıklamıştım. Çünkü Amerika'nın geçmişte izlediği politikalar ve yaptıkları kullanılan tanımlamalar ile uyuşmamaktaydı.

Euro News 29.10.2017 deki haberine göre El Awsat’tan Daphne Barak’a konuşan Donald Trump’ın eski baş stratejisti Steve Banon’a göre Türkiye İran’dan daha tehlikeli demiştir. Bir müddetten beri Amerika'da belli çevreler Türkiye'yi düşman olarak tanımlamaya başlamışlardır. Bu tanımlamanın Türk Amerikan ilişkilerine yansımasını son dönemde görüyoruz.

Sun Tzu Felsefesiyle Stratejik Yönetim ve liderlik Eğitimi İçin Tıklayınız.


Amerikan politikaları uzun vadeli planlanır ve yol haritası zaman şartlara göre esnetilse de politikalar genel olarak değiştirilmez. Amerika'nın günümüzde aldığı kararlar tesadüf değildir, uzun vadeli politika ve kararların uygulanmasıdır.

Yazımda açıkladığım ve sorular aracılığı ile vurguladığım gibi Amerika Türkiye ilişkileri gittikçe kötüleşecek ve Türkiye Amerika'nın isteklerine boyun eğmedikçe Amerika Türkiye'yi zorlamaya devam edecektir.  Son dönemde yaşadığımız krizlere bakarsak ilişkilerimizde olumsuz tırmanmanın devam ettiği görülmektedir. Amerika ile aramızda olan sorunları listelediğimizde;

1.      Koruma polisleri krizi

2.      Vize krizi

3.      Ambargo ve F35 Krizi

4.      S-400 hava savunma sistemi Krizi

5.      Fettullah GÜLEN'in iadesi Krizi

6.      Rahip Brunson Krizi

7.      Munbiç Krizi

8.      YPG/ PKK krizi

9.      Halk Bankası Krizi ve Hakan Atilla Krizi

10.  İran ambargosu sorunu

11.  Bakanlarımız için alınan kararın yol açtığı kriz

 

Bu sorunların farklı alanlarla ilişkili olduğunu görürüz, Askeri, siyasi, adli konularda farklı sorunlarla boğuşmaktayız. Sorun sahalarına baktığınızda sorun kaynaklarının genelde ABD olduğunu göreceksiniz.


26 Aralık 2017 Tarihli Analitik ve holistik düşünme başlıklı yazımın bilişsel yaklaşım ve güncel konulara etkisi bölümünde kriz konularını ve Türk Amerikan ilişkilerini ele alırken analitik yaklaşımla belli konulara odaklandığımız ve hep aynı konuları analiz ettiğimizi vurgulamıştım. Aslında sadece ağacı görmenin değil ormanı görmenin gerekli olduğunu belirtmiştim.

Türk Amerikan ilişkilerinde ormanı görmenin zamanı gelmiştir.

Türk Amerikan ilişkileri bir bütündür, askeri, ekonomik, siyasi diye ayarı ayrı ele alınırsa Amerika'nın istediği ve beklediğini yapmış oluruz. Amerika Türkiye üzerinde yaptırımlarını uygularken askeri ilişkilerin iyi olmasının kısa süreli olacağını ve Amerika'nın bölgede planladıklarını gerçekleştirmek için istediği zamanı kazanacağını ve biz konuları tek tek ele almaya devam ettiğimizde uzun vadede alternatif politikalar üretmekte geç kalacağımızı özellikle vurgulamak isterim.

Devletimizin tüm kurumları Türk Amerikan ilişkilerinden mevcut durumda nasıl etkilendiğini incelemelidir. Bunun için Türk Amerikan ilişkilerinde mevcut durum ortaya konulmalıdır, resmin bütünü görülmelidir. Bu maksatla;

İlk adım olarak Bu maksatla Milli Güvenlik Kurulunun veya Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış politikalar kurulu altında bir çalışma grubu kurulmalıdır. Çalışma grubunda Genelkurmay, MSB, Dışişleri Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Enerji ve tabi kaynaklar Bakanlığı, Milli İstihbarat Başkanlığı, Savunma sanayi başkanlığı, Sanayi ve teknoloji bakanlığı temsilcileri yer almalıdır. Çalışma grubu çalışmalarını yaklaşımı ile yapmalıdır.

Sözsüz İletişim ve Liderlik Eğitimi için Tıklayınız.


Mevcut Durumu ele alırken politikaların ve beklentilerin tam ters olduğu alanlar ÇATIŞMA yani zıt ve ayrışmayı gösteren tanımlama altında konulara toplanmalıdır.

Politika ve beklentilerde kısmi uyuşmanın veya kısmi ayrılığın olduğu konular ise ÇELİŞME alanları olarak isimlendirilmeli ve listelenmelidir.

Son olarak hiç çatışmanın olmadığı tam uyumun olduğu konular ise ÇAKIŞMA alanı olarak belirlenmeli ve listelenmelidir.

Çalışma grubu üç temel direk üzerinde çalışmaları birleştirmelidir. Alttaki örnek tabloda olduğu gibi kurumların ilişkilere konu olan çalışma alanları belirlenmelidir. Bu alanlar üzerinden Devletin kurumlarından olan beklentileri çalışma esasları açıkça ifade edilmelidir.        Kurumlardan gelen çalışmaların aynı formatta olması ile gelecekte bunların birleştirilmesinin ve anlaşılmasının kolaylaştırılması hedeflenmelidir.

Çalışma grubu devletin kurumlarından gelecek mevcut anlaşma, devam eden proje, işbirlikleri, kurslar, eğitim, satın alma, ihale, vb alanlardaki elde mevcut bilgileri belli bir format yapısında çalışma grubuna göndermesi tüm ilişki ve anlaşmaların bir bütün olarak görülmesini sağlayacaktır.

Çalışma grubu gelen etütleri birleştireceği gibi ilave bilgi ve belge talep ederek çalışmaların olgunlaşmasını sağlayabilecektir.

Mevcut Durum

Askeri İlişkiler

Ekonomik İlişkiler

Siyasi İlişkiler

Türk -Amerikan Askeri ikili anlaşmalar

Türk -Amerikan ikili anlaşmalar

Türk -Amerikan ikili anlaşmalar

Türk ve Amerika'nın yer aldığı çok taraflı anlaşmalar

Türk ve Amerika'nın yer aldığı çok taraflı anlaşmalar

Türk ve Amerika'nın yer aldığı çok taraflı anlaşmalar

Amerika'dan alının silah ve yedek parçaların tedariki ve savunmamıza etkisi

Amerika'nın gücü ile Türk Ekonomisi üzerindeki etkisi

Türk-İran-Amerikan İlişkileri

Ortak Üretim Projeleri

IMF- Dünya Bankası ve BM'de alınacak kararlarda Amerika'nın rolü ve muhtemel etkileri

Türk Amerikan ilişkilerinde Kıbrıs konusu

Silah istemlerinde Dost ve Düşman tanımlamalarının muhtemel gelişmelerde etkileri

 

Türk Amerikan ilişkilerinde Kuzey ırak konusu

 

 

Türk Amerikan ilişkilerinde Suriye konusu

 

 

Türk Amerikan ilişkilerinde Enerji politikalarının etkileri

 

 

Türk Amerikan ilişkilerinde su politikalarının etkileri

 

 

Türk Amerikan ilişkilerinde Kıta sahanlığı ve FIR hattı konusu ve etkileri

 

 

Türk Amerikan ilişkilerinde İPEK yolu projesinin etkileri

 

 

Türk Amerikan ilişkilerinin diğer ülkeler ile olan ilişkilere etkileri

 

 

Kuzey Irak ve Kerkük Konusu

           

İkinci adımda
mevcut durumda kurumlardan sınıflandırılarak gelen ÇATIŞMA, ÇELİŞME, ÇAKIŞMA sahalarını listelendikten sonra her sahadaki sorunlar ayrıca sınıflandırılmalıdır. Konu ile ilgili tüm kurumların katkılarıyla çözüm yöntemleri ortaya konulmalıdır.  Bu çözümler teknik, politik ve ekonomik olabileceği, çözüm yöntemleri ve sonuçları arasında korelâsyon söz konusu olabilecektir.

Protokol ve Görgü Kuralları Eğitimi için Tıklayınız.


Çakışma
olan alanlarda problem yok demektir, Çelişme sahaları ise çelişmenin konu ve önemine göre değerlendirilerek, gerekirse çatışma listesine alınacaktır. Çatışma alanları ise problem sahası olan ve çözüm üretilmesi gereken konulardır.

Bu çözümler başka ülkeler ile siyasi, ekonomik ve askeri işbirliklerinin yapılması, yeni teknolojilere sahip ülkelerden silah sistemlerinin alımı veya ortak üretimi, yeni ülkeler ile ekonomik işbirliği anlaşmaları (BRICS gibi) veya yeni uluslararası organizasyonlarda yer almak, Milli projelere ağırlık vermek, yeni kredi kaynakları bulmak olabilir.

Bu çözüm alanları her bir konu için ayrı ayrı listelenmeli ve bunların avantaj ve dezavantajları detaylı olarak ele alınmalıdır. Bu çözüm alanlarının birbirlerine olumlu ve olumsuz etkileri değerlendirilmelidir. Örneğin bir konu için çözüm Çin ile işbirliği iken diğeri Rusya ile ortaklık ise bunların birbirine olumlu ve olumsuz etkileri mutlaka analiz edilmelidir.

Üçüncü Adımda Toplumsal birliği ve konularla ilgili ortak bilincin oluşmasını sağlamak için sivil toplum kuruluşlarının, Üniversitelerin çözüme katkı sağlamaları için çalışma grubunca belirlenecek konu başlıklarının farklı kurumlara gönderilmelidir. Gönderilen kurumların yapacağı çalışmaların sonuçları belli zaman içinde toplanarak çözüm için çalışma grubunca değerlendirilmelidir.

Bu kurumların yapacakları bilimsel araştırmaların (Makale, tez çalışmaları, seminerler)  ve çalıştayların ve iletişim araçları ile toplum gündeminde yer bulması ile halkımız mevcut durum ve çözümleri hakkında bilgilendirilecektir.

Bilgilendirme ve karar süreçlerinde çözüm önerileri ile toplumun farklı kesimlerinin katkılarının alınması yöntemiyle Devletimizin alacağı yeni kararların arkasında toplumsal desteğin oluşması sürecinde faydalı olacaktır.

Toplum desteğinin, milli birliğin oluşturulması ve ortak aklın yaratılmasında bireysel, sivil toplum kuruluşlarının, siyasi partilerin ve toplumun her kesiminin katkıda bulunması oldukça önemlidir. Sağlanacak Toplumsal destek ile kitlelerin, devletinin arkasında fikri ve davranışları ile durması sağlanması ile Toplum algı yönetimine ve psikolojik harekâta karşı tutum almış olacaktır.

Dördüncü adımda ise çalışma grubunun çözüm yöntemleri ve sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerden gelen geri bildirimler değerlendirilerek resmin bütününde çözüm yöntemlerinin bileşimi ve toplu etkisi ele alınmalıdır.


Bu etkiler ve çözüm yöntemlerinin sonuçları Türkiye Cumhuriyetinin varlığını ve birliğini korumak ve ülkemizin kısa ve uzun vadeli menfaatini korumak maksadıyla Amerika ile sürdürülen dostluk ve işbirliği sürecinin sonlandırılarak, Ülkemizin yeni arayışlara ve yeni dostluklara yönelmesi söz konusu olabilir.

Beşinci adımda; Seçilen yöntemlerin her biri için uygulama planı ve yol haritası belirlenerek kurumlara görev verilmeli ve zaman geçirmeden ülkemiz için alternatiflerin oluşturulması ve konunun bütün olarak değerlendirilmesi yapılmalıdır.

Bu çalışmanın yapılması Amerika-Türkiye ilişkilerinde resmin bütünün görülmesini ve uzun süreli yol haritasını ortaya koyarken, Devlet aklının geniş perspektifte oluşmasını sağlayacaktır.

Zaman akmakta ve Amerika politikalarını uygularken ülkemizi oyalamakta ve her gün yeni bir hamle ile yeni sorunlar doğurmaktadır.  Bu örneklerden bir tanesi ise Bakanlarımıza karşı alınan karardır.

Amerika Bakanlarımıza karşı aldığı karar ile şu konularda ülkemizi açıkça hedef almıştır. Bakanlarımızın bu ülkelerde bir mülkü veya parası olmadığına göre bu kararın temel etkisi algı yönetimi ile elde edilecektir. Bu amaçlar şunlar olabilir.

a)Halkın ve sermaye sahiplerinin yurt dışına para çıkarmalarını neden olarak dövizin daha yüksek rakamlara çıkmasını, ülke içinde pahalılığın artmasını, ekonomik dengelerin bozulması ile ülkemizde huzursuzluk yaratmak, (Dolar yükseldi)

b)Ülkemizin ekonomisini olumsuz etkileyerek, Ülkemiz halkının hükümetine karşı olan güveninin azalmasını sağlamak,

c)Yurt dışında ülkemizin imajını bozmak,

d)Ülkemiz adalet sistemine müdahale ederek, ülkemizi müstemleke gibi göstermek ve bu imajı oluşturmak

e)Yeni bir konu ile müzakereler yaparken diğer konuların askıda ve çözümsüz kalmasını sağlamak.

f)Ülkemizin Amerika'nın her istediğini yapacak bir noktaya getirmek

Amerika'nın bu adımı ne ilk nede son olacaktır bugünden itibaren buna benzer adımları beklemeliyiz ve hazır olmalıyız.

Yerel yönetimlerde inovasyon kavramı ve uygulamaları Eğitimi İçin Tıklayınız.


Bu adımlar Halk Bankasına para cezası verilmesi, Bazı eski bakanların ve vatandaşlarımızın yargılanması için iddianame yazılması, Türkiye'ye uygulanan silah ambargosunun alanının ekonomik alanla genişletilmesi, Yeniden vize uygulamasının yapılması, İran ambargosuna Ülkemiz katılmadığı taktirde bu ambargoya kısmen ülkemizi de eklenmesi, Kıbrıs konusunda çözüme zorlanması yoluyla Akdeniz de bulunan doğalgaz ve Petrol kaynaklarından mahrum edilmesi, Ege ve Akdeniz de kıta sahanlığı konusunda zorlanması, kazaen ateşlen bir silah ile Türk hedefinin vurulması ve zayiat vermemiz (Güç gösterisi) söz konusu olabilir.      

Amerika'nın her ülkemize karşı yapacağı her hamlesinin farklı amaçları ve elde edeceği sonuçları olacaktır. Doğal olarak milletimize bir maliyeti olacaktır. Amerika ile ilişkilerimizi ve problem sahalarını değerlendirirken solcu, sağcı, ülkücü sosyalist her ne düşünce de olursanız olun bütüncül bir yaklaşımla konuyu ele almalı ve devletinize sahip çıkmalısınız Bu konuda milli birlik ve dayanışma günümüzde çok önem kazanmıştır

Ülkemiz bir beka sorunu yaşamaktadır ve tehdit ve saldırı altındadır. Bu nedenle aydınlarımız ve akil insanlarımızın konuyu gündemde tutarak ülkemizin savunmasına ve bütünlüğüne katkı sağlamalıdır.

Değerlendirme:

Uluslararası ilişkilerde her zaman ülkeler tam olarak uyum olması mümkün değildir, bu nedenle diplomatik kanalların açılması ve konuların konuşulması gerekir. Bu maksatla mevcut durumun çok açık olarak belirlenmesi gereklidir, bu çalıma grubunun verileri ile devlet aklı oluşturulabilir ve resmin bütünü görülebilir. ABD ile müzakerelerde kullanılabilir

Amerika'nın yeni adımları beklemek ve her yeni adımı müzakere ederek vakit kaybetmek yerine, müzakere edip konuşurken zamanı etkin kullanmalı ve alternatifler üretmeliyiz. Diğer bir deyişle İlişkilerimizi çok yönlü değerlendirerek ve yeni çözümler üretmeliyiz.

Bu çalışma ile tüm ilişkimizi, etkilerini, sonuçlarını tam ve net olarak görmüş, Bu sayede Amerika ile pazarlık gücü kazanmış olacağız.

Amerika konuları birbirinden ayırarak, görüşmeler ve yeni yöntemler ihdas ederek zaman kazanmakta ve bu süreçte bölgede YPG'yi desteklemekte, ordu kurmaktadır.


Bu kurulan ordunun Türkiye ve İran'a karşı kullanılabileceği düşüncesini taşıyorum. Bu nedenle Amerika ile görüşerek sorunları çözmeye çalışırken, zaman kaybetmeden alternatif çözümleri üreterek geleceğe, yani gelecekte olabilecek muhtemel gelişmelere hazır olmalıyız.

Amerika yaklaşımında her konuyu ayrı ayrı ele almakta ve resmin bütününü oluşturacak şekilde konuya yaklaşmamakta, çalışma grupları ve farlı çalışma grupları ile konuları birbirinden bağımsız hale getirmektedir. Bu yöntemle her konuyu istediği zaman sürecine yaymakta ve istediği hızda görüşmeleri sürdürmektedir.

Ülkemiz Amerika'nın son aldığı kararın sonuçlarından da görüleceği gibi Amerika'nın ekonomik ve siyasi bir saldırısı altındadır.

Amerika askeri alanda İşbirliği yapmakla birlikte, işbirliği alanını diğer konulardan ayrı tutmak istemekte ve bu yönde telkinlerde bulunmaktadır. Askeri alanda ülkemize karşı saldırı politikalarını YPG aracılığı ile sürdürmektedir. YPG' ye olan lojistik, ekonomik, askeri ve siyasi desteği ile Amerika açıkça karşımızda yer aldığını göstermektedir.

Amerika Askeri alanda işbirliği devam etmektedir derken silah ambargosu sürmektedir. Silah alımı askeri bir konu değil midir?

Amerika ilişkileri ele alış biçimi ile bize analitik yaklaşımı dayatmakta, bütüncül yaklaşımı ise uygulamayarak ülkemizi oyalamaktadır. Oyalayarak kazandığı zamanda terör örgütünü eğitmekte büyütmekte ve yeni üsler kurmaktadır.

Biz ülke olarak her konuyu analiz edip tek tek değerlendirmek yerine, holistik, bütüncül yaklaşımla Türk Amerikan ilişkilerini çok yönlü değerlendirmeliyiz.  Bu ilişkilerden ne elde ettiğimiz ortaya koymalıyız. Ülkeler arasındaki ilişkiler menfaat temellidir. Bu nedenle ülkemizin menfaatlerini koruyacak politikalar üretmeliyiz. Anlık tepkiler veya demeçler vermek yerine uzun vadeli planlar ve yol haritaları oluşturmalıyız.

Yapılacak bu çalışmalarla oluşacak toplumsal destek, ortak akıl ve alternatif üretme gayretleri Amerika'ya Türkiye'yi kaybedebileceğini anlatacak ve ülkemiz ile olan sorunları çözme konusunda adım atmasına neden olabilecektir.


Bu çalışma en az bir yıl sürebilecektir. Çalışmanın sonucunda ne çıkacağını bilemiyorum. Açıkçası hangi yeni çözümlerin oluşacağını, hangi ülkeler ile siyasi, askeri ve ekonomik işbirliklerinin kurulacağını ve bunların karşılıklı etkileşimini tahmin edemiyorum.

Bununla birlikte ülkemizin ulusal çıkarları Amerika ile yolları ayırmak ise bunun taşlarını döşemeye başlamalı ve gelecekte sürprizlerle karşılaşmak yerine çözümlerimizi ve yol haritamızı oluşturmalıyız.


Boş durmak, oyalanmak yerine zamanı etkin kullanarak, kendi milli politikalarımızı oluşturmalıyız, Bunlar F35 yerine yeni bir uçak üretimi olabileceği gibi, yeni tanksavar sistemleri veya yeni ekonomik anlaşmalar olabilir. Bu yukarıda sayılan konuların değerlendirilmesi ile her konu için ayrı çözüm yollarının oluşması ve bu yolların etkileşimi ve yeni uluslar arası ilişkilerin tesisi, işbirlikleri, Ülkemizin yeni dış politikasında ağırlıklı yönü belirleyecektir.

"Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür."

Saygılarımla

Fikret GÜZELLER