• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Ana Sayfaya Dönüş

En Çok Okunan Yazılarım

Güncel 

Yazılarım

Yorumlar

İletişim

Haddini Bilmek ve Kendini Bilmek

gtag.jsToplum olarak had bildirmeyi, yasak ve sınır koymayı çok severiz. Koyduğumuz kurallara ve sınırlamalara insanların uymasını bekleriz. Yöneticilerimiz bazen konuşma yaparken kişileri haddini bilmeli diyerek ikaz ederler, bunu yaparak makamın sağladığı gücü kullanacaklarını ima ederler, Bazen de çalışanlar ben haddimi bilirim derler, bunu kendilerini sınırlamak veya geri çekilmek için kullanmaktadırlar. Peki, yöneticin, çalışanın kullandığı bu had nedir?
           

TDK sözlüğün göre, had, sınır, değer, insanın yetki ve değeri demektir. Kişinin haddini bilmesi kendi yetenek ve değerini bilmesi anlamına gelmektedir. Yönetici haddini bilmek deyimini çalışanı için kullandığında çalışanın yetki sınırlarını ve kişisel yeteneklerinin değerini bilmesi bir anlamda kendini bilmesinin istendiği anlamına gelmektedir.
           
Çalışanın haddimi bilirimden kastı ise kendi yetenek ve sınırlarımı, yetkilerimi ve yetkilerimin sınırını bilirim demektedir.
           
Haddini bilmenin üç boyutu vardır. "Mevlana’ya sormuşlar o kadar yazarsın, o kadar okursun ne bilirsin? Mevlana şu yanıtı verir." “Haddimi bilirim.” işte haddini bilmenin İlk boyutu kendini bilmektir. Mevlana çok güzel anlatmış; Buradan kişinin kendi değer ve sınırlarını bilmesi gerekliliği anlaşılmaktadır. Kişinin kendini bilmesi yönetici, çalışan ve diğer bir deyişle herkes için geçerli ve gereklidir.            

İkinci boyutu yönetim kademesinde üst kademedeki yöneticilerin çalışana değer ve sınır belirlemesi konusudur. Yöneticiler verdikleri değer ve belirledikleri sınırlara göre yetki devri, sorumluluk ve inisiyatif vermektedirler. Yönetici çalışanını yetenek ve sınırlarını tespit edebilmelidirler. Yönetici çalışanını tanımalıdır, bu tanıma kapsamında onun yetenek ve sınırlarını ve kuruma yapabileceği katkıları anlayabilmelidir.
    

Üçüncü boyutu ise kişinin toplum içinde değer alması ve toplumun ona verdiği değer ve sınırlamaları göstermektedir. Mevlana bu konuda şöyle demektedir. " Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" kişi göründüğü ve eylemleri ile toplumda değer elde etmekte ve gücünün sınırlarını belirlemektedir. Yönetici ya da çalışan söyledikleri ile değil eylemleri ile toplumda değer ve statü elde etmektedir.
           

Yönetimde yöneticinin ve çalışanın haddini bilmesi, kendini bilmesi, kendi değer ve yeteneklerini, sınırlarını çok iyi tanıması gereklidir. Hacı bayram veli'nin insanın kendini bilmesi ile ilgili söyledikleri hayatın her alanında geçerli olduğu gibi yönetim sürecinde de geçerlidir.

Bilmek istersen seni,
Can içinde ara canı.
Geç canından bul anı,
Sen seni bil, sen seni.

Kim bildi ef´âlini,
Ol bildi sıfatını,
Anda gördü zatını,
Sen seni bil, sen seni.

Görünen sıfatındır,
O´nu gören zatındır,
Gayri ne hacetindir,
Sen seni bil, sen seni.
           
Hacı bayram Veli'nin satırlarını okurken, içinde var olan gizli anlatımları yorumlarken, batı kültürünün bize bölerek parçalayarak sunduklarının aslında kendi kültürümüzde var olduğunu ve hem de çok daha derin manalar taşıdığını görmekten çok büyük bir haz aldığımı itiraf etmeliyim.
           

Hacı bayram Veli'ye göre kişi kendini bilmesi için önce kendi içine bakmalıdır. Kendi içine bakarken ana (zamana) göre değerlendirme yapmalı demektedir, çünkü duygular ve davranışlar yaşanan ana bağlı olarak değişmektedir. Duyguları ve duyguları yönlendiren düşünceleri yaşayıp, hissederken insan daha iyi değerlendirme yapabilmektedir. Yaşadığın duyguları ve duyguların yönlendirdiği düşünceleri yaşadıktan sonra değerlendirmeye kalktığında aynı objektif bakış açısı ile konuya bakmak mümkün değildir.
           

(Kim bildi ef´âlini) Çevrende kimler senin yaptığın doğru işlerini ve davranışlarını görüyorsa, görenler için eylemlerin ve davranışların senin değerini (sıfatını) ortaya koyar. Davranışların ve eylemlerin ana bağlı olduğundan, senin kişiliğini yansıtır demektedir. Yansıtılan ve gösterilen andaki kişilik ise o anda, yani yaşanan süreçteki gözlenen gerçekliktir.
           
Dışarıdan görünen (Görünen sıfâtındır, O´nu gören zâtındır.) senin değerindir ve bunu gören anlayan senin kişiliğindir. Bundan gayri hacetindir, derken başka neye gerek veya ihtiyaç duyulmaz kendini bilmen yeterlidir. Demektedir.
           
Tüm dörtlüklerde Hacı Bayram Veli "Sen seni bil sen seni" diyerek kişinin kendini bilmesine vurgu yapmaktadır. Haddini bilmek için kendini bilmek gereklidir, eğer kendini bilmiyorsan, kendi değerini ve sınırlarını tanımıyorsan doğal olarak haddini de bilmiyorsun demektir.
           
Şişmiş ego kişinin kendini bilmesini engeller ve büyük egoya sahip yöneticiler kendilerini tanımazlar ve egonun yarattığı körlük içinde kendilerini tanımak içinde çaba sarf etmezler.
           
Öz benliğini tanımayanların özgüven problemi ile karşılaşması yaygın olarak görülmektedir. Özgüven eksikliği kişinin yeteneklerini saklamasına ve iş hayatında geride durma çabasına neden olmaktadır.
           
Özgüven noksanlığı olduğu halde aileden, paradan, makamdan aldığı güçle egosunu besleyen ve bunu dışarı özgüven olarak yansıtan kişileri çevremizde görmekteyiz. Bu kişiler genel olarak kendilerine güç sağlayan ortamda öne çıkmaktadırlar, çevre değiştirdiklerinde ise farklı bir kişi olmaktadırlar.
           
Para, ailenin gücü, makamın gücü gibi etkenler nedeni ile şişmiş egosu olan yöneticilerimiz had bildirmeyi ve çalışanları sindirmeyi çok severler, çok sık yaparlar.
           

Peki, haddini bilmek demek, yanı sınırını değerini bilmek her şeyde sınır koymak ve çalışanı yöneteni hep sınırlama ve engelleme, durdurmak mı demektir. Hiç düşündünüz mü haddi olmayan ve sınır koyulmayacak konular nelerdir.

1.Akıl ve Fikir: Akıl İnsanın düşünme, anlama ve tedbir alma yetisidir. Günümüzde bilim ve teknolojinin tüm alanlarında ve günlük yaşamda insan ancak düşünerek, değerlendirerek karar vermektedir. İşte bu insanların aklı kullanarak karar verme sürecinde kullandığı muhakeme yeteneği çok önemlidir. Muhakeme yeteneği ve yaratıcı düşünce ile ortaya konacak fikirlerde sınır konulmamalıdır, çünkü toplumun ve insanlığın gelişimi yeni fikirlerin ortaya konulması ile sağlanmaktadır. Mevlana "Akıl da, tedbir de, fikir de sana kuldur. Böyle iken sen neden kendini ucuza satıyorsun.” demektedir. Açıkçası akıl ve fikir en etkin şekilde kullanılmalı ve değersizleştirilmemelidir.

2.Bilim ve Bilgi: Bilgi ve bilimde sınırlama konulması gelişmenin sınırlanması anlamına geleceğinden topluma ve insanlığa faydalı olacak çalışmaların yapılması için sınırlama yapılmaması uygundur. Yunus Emre'ye göre ilim için önce kendini bilmek gerekir,

İlim ilim demektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır?

3.Gurur ve Onur: Kişilerin gurur ve onurlarına verdikleri değer, önem kişiye bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle kişilerin gurur ve onurlarına verdikleri değerler için sınırlama konulamaz. Her insanın yönetim sürecinde kendilerine söz söylenme biçimine göre tepkileri veya tolerans seviyeleri farklıdır.
           
Kendini bilmek, haddini bilmektedir, yönetimde kendini bilmenin yönetimin başarısına etkilerini, muhtemel sonuçları şu şekilde değerlendirebiliriz.

1.Kendini bilmeyen yönetici doğal olarak çalışanlarını tanımayacağından yönetimden kaynaklanan bir başarısızlık söz konusu olacaktır.

2.Yönetici kendini bilmiyorsa, doğal olarak çalışanlarını tanımamaktadır, bununla birlikte kendini tanıyan çalışan yöneticisini de tanıyacağından, başarı olasılığı vardır, bu ise çalışanın yöneticisini yönlendirmesi veya yönetmesine bağlıdır. Bu ise belirsizlik doğuracağından yönetimin başarı veya başarısızlığı konusunda belirsizlik söz konusudur.

3.Yöneticinin kendini tanıması durumunda çalışanlarını da tanıdığı kabul edilmiştir, Çalışanın kendini tanımaması durumunda, yöneticinin iş yükü artmakla birlikte, etkin yönetim ile başarı ile elde edilebilir. Fakat yöneticinin sınırlarını bilmesi ve yönetim sürecinde tüm yükü üzerine alması ile başarının her şartta elde edileceğinin bir garantisi yoktur. Bununla birlikte başarı elde edilme olasılığı yüksektir.

4.Yönetici ve çalışanların kendilerini bilmeleri durumu, en ideal yönetim şartlarını oluşturur ve başarı elde edilebilir.
            
Kendi değerini, sınırını ve yeteneklerini bilmeyen insanın yönetimde, sanatta, politika da hayatın her aşamasında başarılı olması ihtimali düşüktür, başarılı olması ise başkalarının başarısızlığına, torpillere veya şans faktörüne bağlıdır. Başkasının yardımı ile tırmananlar çok hızlı düşerler.

Kendini bilmeyen insanın başkasını bilmesi ihtimali düşüktür,

Başarı bilgi ve bilmekten gelir,

Sen seni bil sen seni sen seni bilmez isen patlatırlar enseni..Hayat bu:))

Sorularınız olursa  lütfen mesaj atınız, gelecek eğitimlerde Birlikte olmak dileğimle;

Beğendiğiniz yazıları dostlarınızla paylaşınız.


Saygılarımla
Fikret GÜZELLER
Kaynaklar:
Mevlana Mesnevî
https://www.antoloji.com/sen-seni-bil-sen-seni-siiri/
http://siir.gen.tr/siir/y/yunus_emre/ilim_kendin_bilmektir.htm