• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Ana Sayfaya Dönüş

En Çok Okunan Yazılarım

Güncel 

Yazılarım

Yorumlar

İletişim

Drongo Dosyası (Yeni Zelanda Eylemi ve bir Komplo Teorisi)


03 Nisan 2019
1.      
Teori neden ismini Drongo Kuşundan alıyor:gtag.js

(gtag.js) Drongo Kuşunun, 50'den fazla diğer kuş ve hayvan türüne ait sesi taklit ettiği biliniyor, tehdit anında hayvanların kendi sürülerini uyarmak ve bir yemek kaynağından ayrılmalarını sağlamak için uyarı amaçlı ses çıkardığını bilen bilim insanları, uyarıların sahte olabileceği konusunda araştırmalar yapmışlardır.

Drongo kuşunun tehdit uyarısı ile diğer hayvanları aldattıklarını gözlemlemişlerdir. Drongo kuşu önce güven kazanmak için gerçek alarm vermekte, daha sonra ise tuzak kurarak sahte alarm ile yemek çalmaktadır. Drongo kuşu sinsi planlama ile tuzak kurmakta, sesi ile diğer hayvanlardan biri gibi görünmeyi ve onları aldatmayı başarmaktadır.


Tüm dünyada 9/11 terör eylemlerinin Amerika tarafından planlandığı, Irak, Afganistan, Libya gibi ülkelere yapılan harekâtlara, daha geniş anlamda dünyayı yeniden şekillendirmek için gerekçe neden olarak öne sürdüğü düşünülmekte ve bazı kaynaklarca iddia dile getirilmektedir.

Bu süreçte dünyanın çoğunluğunun Drongo kuşunun sesini dinleyen hayvanların davrandığı gibi tepki gösterdiğini yaşayarak gördük. Günümüzde birçok terör eylemi Drongo kuşunun felsefesine uygun olarak icra edilebilmektedir, belki de gerçeği hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz

Drongo kuşunun felsefesi; "Tuzak kur, Aldat, planı icra et ve istediğin sonucu elde et"

2.       Giriş:

Amerika Birleşik Devletleri ile ülkemizin stratejik amaç ve hedeflerinde büyük farklılıklar olduğu ve çıkarlarımızın çatıştığı çok açık bir gerçekliktir. Son dönemde Amerikan yönetiminin açık ve örtülü birçok kararlarından Ülke son derece etkilenmiştir.

Gelecekte Amerika'nın veya başka ülkelerin ülkemizi etkileyecek kararlarını, eylemlerini ve harekâtlarını ön görebilmek ülkemiz için gerekliliktir.

Strateji belirlemek için geleceği tahmin etmek, olasılıklara göre tedbir almak ve plan yapmak için komplo teorileri önemli bir yöntemdir. Komplo teorileri; var olan verileri kullanarak gelecekle ilgili bir bütünü tahmin etmek veya öngörüde bulunmaktır.

Komplo teorilerinin işlevi öngörülerle devletin güvenliğini sağlayacak politikaların oluşturulması ve bu doğrultuda tedbirlerin alınmasının sağlanmasıdır. Komplo teorilerinin varlığı karar vericilere ön almak ve muhtemel gelişmeleri önlemek yönünde kolaylık ve avantaj sağlamaktadır.

Amerika günümüze kadar kendi çıkarları ile çatışan veya çelişen ülkelere karşı temel çıktısı ülke politikalarının ve kararlarının Amerikan çıkarlarına uygun hale getirilmesi olan ağırlıklı olarak şu dört yönteme başvurmuştur;

a)
Ülke yönetimlerini farklı etken,(siyasi Baskı, Kredi musluklarının kapatılması, ambargo, Ticaret sınırlamaları, vergi uygulamaları, silah ambargoları, mevcut anlaşmalar kapsamında vermesi gereken sistem ve silahların tesliminin askıya alınması, ülke yönetimine suçlamaların yöneltilmesi ve rakip ülkelerle işbirliği yapılması gibi) yöntemlerle etkileyerek ABD'nin istediği kararları aldırmak,
 
b)Askeri darbeye (müdahaleye) meşruiyet sağlayacak koşul ve ortamı yaratıp, ABD'nin çıkarlarına uygun kararları alacak yönetimlerin başa gelmesinin sağlanması,

c)Uluslararası medyanın müdahale doğrultusunda kullanılması aracılığıyla uluslararası toplumun bu doğrultuda iknası;

d)Uluslararası müdahale sonrası yerel işbirlikçiler üzerinden meşruiyet tartışmasını önleyecek uluslararası topluma entegre görünümlü zayıf ve müdahaleye açık rejim inşası (örnek: Irak ve Libya)

Yukarıdaki sürecin bir benzerinin ülkemize karşı işlevsel hale getirilmesi kuvvetle muhtemeldir; ekonomik ambargo, NATO'da ortak harekat merkezlerinde bu yönde baskı inşası, belirli şartlar öne sürülerek silah satışının engellenmesi, YPG'nin ülkemize karşı kullanılması ve daha geniş çapta faydalanılmak üzere geleceğe yönelik vizyon hazırlığı, 15 Temmuz darbe girişimi, FETO' nün ülkemizde yaptığı operasyonlar, Türk Lirası dolar paritesine yapılan dolaylı müdahale gibi…

Tüm bunlara baktığımızda önümüzdeki süreçte ABD'nin ülkemize karşı yeni hamleler yapması mümkün görülmektedir. Amerikan karar süreci içinde yer almadığımıza göre yapabileceklerini komplo teorileri ve analizlerle yalnızca tahmin edebiliriz. Yazıya konu olan Drongo kuşu komplo teorisi de bu maksatla öne sürülmüştür.

Bir adet yeşil elmayı alarak dilimlere ayırdığınızda, elma dilimlerinden yiyenler, elmanın tadına varacak ve elmanın ekşi veya tatlı olduğu konusunda yorum yapabilecektir. Kişiler elmanın tamamını yemeden yani bütünü görmeden edindikleri veri ile bütün elmanın cinsini, rengini tadını tahmin edebilmektedirler.


Bir kişinin, belirli bir devletin tüm karar mekanizmasının ne yönde kararlar alacağını önceden tahmin edilebilmesine imkân yoktur, bununla birlikte geçmişteki hal ve hareket tarzına, düşünme tarzına ve aldığı kararlara bakarak ne yapacağını tahmin etmek mümkündür. Tıpkı elma dilimi yaklaşımdaki bütünü tahmin edebildiğimiz gibi,

Komplo teorisini oluşturmak için iki elma dilimini elimize alalım; ilk dilim ABD'nin Irak müdahalesi olsun. Dördüncü maddede vurgulanan uluslararası müdahale sürecindeki benzerliklere değinerek, geçmişte yaşananlarla günümüz arasında bağ kurarak konuyu ele almak ve elma yaklaşımındaki benzerlikle ABD'nin gelecekte yapabilecekleri hakkında öngörüde bulunabiliriz. Bunun için Libya ve Irak harekâtlarına göz atacağız.

1.       Irak’a Müdahale:

Bir ülkeye müdahalenin psikolojik ve fiziki altyapısının hazırlanması bir süreçtir, Irak'a yapılan müdahalenin kısaca sebeplerine göz atarsak şu iddialar üzerinden hareket edildiğini söyleyebiliriz;

a)Kimyasal silahlara sahip olduğu,

b)Saddam'ın diktatör olduğu ve demokrasinin ortadan kaldırıldığı,

c)9/11 olaylarına ve terör eylemlerine Saddam'ın destek olduğu iddiaları,

9/11 'den sonra İngiltere ve ABD teröre karşı dünya çapında savaş ilan etmiştir. Teröre karşı yapılacağı söylenen savaş ABD'nin çıkarlarına hizmet edecek şekilde kullanılmıştır.

Askeri müdahale öncesinde ve sonrasında iddialar ve ilgili haberler dünya kamuoyu, algı yönetimi ile Irak devletine müdahalenin gerekli olduğuna inandırılmıştır. Birleşmiş Milletler kararları ile koalisyonlar kurulmuş Irak devletine karşı çok sayıda müeyyide uygulanmış, sonuçta koalisyon ülkelerinin uçakları hava harekâtları düzenlemiş ve Irak karadan işgal edilmiştir.

Savaştan sonra kimyasal silahları olmadığı ve terör gruplarına destek sağlamadığı açıkça ortaya çıkmış ve netice itibariyle kaybeden Irak, Türkiye ve bölge ülkeleri olmuştur.


2.       Libya’ya Müdahale:
 
 
          
Libya'nın Çad'ı işgal girişimi ve Çad yönetimine karşı düzenlenen darbede, Kaddafi'nin General İ. Debiyi desteklemesi ile Fransa, Kaddafi ile çıkar çatışmasına girmiştir.

ABD’nin Lockerbie uçak faciasından sorumlu tuttuğu iki Libyalı teröristi BM yetkililerine teslim etmeyi reddetmesi üzerine Libya BM ambargosuna maruz bırakılmıştır.

Tüm bu süreçlerin sonunda 17 Mart 2011 tarihli ve BM Güvenlik Konseyi'nin 1973 sayılı kararına dayanarak Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nin önderliğinde Libya’ya 18 Mart 2011 akşamı havadan askeri operasyon düzenlenmiştir.

Operasyonun gerekçesi,
a)Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı birliklerin halka baskı ve şiddet uygulaması

b)Libya’nın BM kararlarına riayet etmemesi olarak açıklandı.
Harekâtın sonucunda ikiye bölünen Libya devletinde sokak çatışmaları halen devam etmektedir. Irak savaşı sonucunda kaybedenleri saymıştım, bu sefer kazananlar ise Fransa ve ABD olmuştur.

3.       Irak ve Libya harekâtındaki neden ve kullanılan unsurlardaki benzerlikler:

Bazı durumlarda özellikle anarşistler devleti Leviathana çevirip hedef gösterebilmektedir. Esas amaç halka yanlarında oldukları mesajı vermektir. Günümüzde bu yaklaşımı terör örgütleri ve bazı devletler kullanabilmektedirler. Belirledikleri bir kişiyi hedef olarak öne sürerek tüm kötülüklerin kaynağı olarak gösterebilmektedirler.

Libya ve Irak'a yapılan müdahalelerde devlet başkanları Kaddafi ve Saddam hedef olarak gösterilmiştir. Tüm medya kanallarınca diktatör olarak lansedilmiş, adaletin temininde sorun yaşandığına ve insan hakları konularına vurgu yapılmıştır.

Irak ve Libya harekâtlarında ABD'nin kullandığı kaldıraç ve güç unsurlarına bakıldığında esasen kaldıraç olarak teröre destek kullanılmaktadır; yan güç unsurları ise demokrasi ve diktatör imaları dünya kamuoyuna öne sürülen nedenler olarak görülmektedir.

Aynı nedenler -Terör, baskı, demokrasi, İnsan Hakları ve BM kararları- ve yöntemler, her iki müdahalede de kullanılmış ve Birleşmiş Milletlerce birbirine benzer kararlar alınmıştır. Bu kararlar ile meşrulaştırılan müdahaleye, dünya kamuoyu ve devletlerin destek vermesi sağlanmıştır.

Bu benzerliğe baktığınızda şaşırtıcı gelebilir, aslında aynı elmadan farklı zamanlarda iki dilim yediğinizi anlıyorsunuz.

ABD'nin Irak ve Libya harekâtlarında strateji aynıdır fakat taktiklerde farklılık görülmektedir. Çünkü karşı hamleler ve dengelere göre uygun algı yönetimi ve bilgi harbi yöntemleri kullanılmıştır.

Bir ülke başarıya ulaştığı politikalarını başarısızlık olmadığı müddetçe değiştirmez, aynı yöntemleri kullanmaya devam eder. Bu mantıkla ABD’nin gelecekte de bu yöntemlere başvurması ihtimal dâhilindedir.

4.       Yeni Zelanda Katliamı;

Yeni Zelanda’da cami saldırısında 50 Müslüman’ın canını almak ve bunu yaparken silah ve mühimmatın üzerine geçmişin Müslüman, özellikle de Türklere karşı mücadele etmiş birçok tarihî şahsiyetinin ve Avrupa’daki önde gelen Neonazilerin adlarını kazımak suretiyle kamuoyuyla paylaşmak bu cani şahsiyetin tek başına yapabileceği bir iş değildir.


Bu cani öncesinde ülkemize gelmiş ve birçok yeri ziyaret etmiştir. Bu ziyaret süresince, kaldığı yerler ve bilgi birikimi seyahatin önceden planlandığı ve organize edildiğini göstermektedir.

Bu caninin silahının şarjöründe kazıklı voyvoda'nın ismi yazılıdır ve bu cani Voyvoda’nın hapsedildiği Tokat'a ziyarette bulunmuştur. Tüm seyahat programı açığa çıktığında Avrupa'da ve ülkemizde silahında ismi yazılı kişilerin mezar ve anıtlarını ziyaret etmiş olması tesadüfî olamaz.

Tüm bu isimlerin, ziyaretlerin ve boğazın batısına geçilmesi konusunun manifestoda ileri sürülmesi bu eylemin temelini fikirsel açıdan ülkemize bağlama çabasının ve gelecekle ilgili bir planın parçası olduğunu ortaya koymaktadır.

Bir örgütün finanse ettiği ve planladığı, ülkemizi fikirsel ve tarihsel perspektifte eylemin nedenlerine bağlayan, din temelli çıkar çatışmasını toplum gündemine getiren planlı bir eylemdir.

5.       Muhtemel Gelişmeler:

Bölgemizde Amerika Birleşik Devletlerini rahatsız eden hususlar şunlardır,

a)ABD'nin bölgesel çıkarlarına engel teşkil etmemiz,

b)Ülkemizin enerji politikaları ve Akdeniz’de Kıbrıs bağlantılı alınan önlemler,

c)Çin devletinin İpek Demiryolu (Bir Kuşak Bir Yol) Projesinin, Çin Devletinin bölgesel ve Avrupa'da ekonomik ağırlığını artıracak olması,

d)Ülkemizin Rusya'dan S-400'leri alacak olması,

e)Rusya ile Suriye politikalarımızda kısmi uyum,

f)Rusya ile dış ticaret hacminin hızla artması,

g)İran ile ekonomik ve siyasi ilişkiler,

Voyvoda'nın ve silah üzerinde ismi yazılı kişilerin bir kısmının Ortodoks olması tesadüf olamaz. Yeni Zelanda eylemini neden gösterecek ve bu nedenle eylemde kullanılacak taşeron bir Türk asıllı Müslüman'ın önemli bir Ortodoks ibadethanesini veya cemaatini hedef alması durumunda;

a)Eylem aracılığı ile Türkiye-Rusya ilişkilerini olumsuz olarak etkilenmesi amaçlansa da, bu konuda hassas davranan Rusya ve Türkiye'nin bu amacı boşa çıkaracağı değerlendirilebilir.

b)Dünyada İslam karşıtlığı politikalara katkı sağlayarak, islamofobinin artışına katkı sağlayacağı değerlendirilebilir.

c)Türk algısının terörle ilişkilendirilmesi aracılığıyla ülkemize karşı bir algı operasyonu ve terör suçlaması mümkün hale gelebilir.

d)Amerika eylem sonucunda Irak ve Libya harekâtlarındakine benzer bir terör mazereti oluşturabilir.

Bu tür eylemler gerçekleştirilmeden önce, psikolojik bir gerginlik ortamının oluşması ve tırmanma sürecinin yaşanması öngörülebilir. Bu durumda Hollandalı Türkün gerçekleştirdiği silahlı saldırı benzeri olaylar olabilir.

Irak ve Libya harekâtlarında ABD ile hareket eden ülkeler İngiltere ve Fransa'dır. İngiltere’de son dönemde yaşanan kargaşa da ırkçı eylemlerin artması kuvvetle muhtemeldir; Fransa da hali hazırda DEAŞ saldırıları nedeniyle yükselen bir ırkçılık söz konusudur.

Amerika’nın müttefiki ülkelerdeki muhtemel eylemler ve toplumsal gelişmeler hükümetlerin yeni kararlarını desteklemek için öne sürülebilir.

6.       Değerlendirme:

İlk adım olarak dini nedenleri ve terör örgütlerini kullanarak Hıristiyan dünyasını ülkemize karşı birleştirmek maksadıyla teröre başvurulması bir ihtimaldir.

Bunun sonucunda ikinci adım olarak Irak ve Libya da uyguladığı stratejiyi uygulama sürecinin bir parçası olarak komplo teorisi çerçevesinde düşünülmelidir. Bu yolla,

a) ABD'nin ülkemizi köşeye sıkıştırmak ve ekonomik açıdan dar boğaza sokmak suretiyle, Suriye'de yürüttüğü politikalarda gündemden düşmesini sağlayabilir,

b) İslam alemindeki ülkeleri daha farklı gruplara parçalara ayırarak hasım durumuna getirmesi kolaylaşabilir.

c) Uzun vadede ülkemize karşı kullanabileceği kaldıraç ve güç unsurlarını oluşturabilir,

d) Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşmaları kullanarak hedef gösterebilir, Yeni Zelanda Dışişleri Bakanının ülkemize gelme nedeni buna örnek olarak gösterilebilir.

Bu kapsamda
  • Rusya ile işbirliğinin geliştirilmesi,
  • Güvenlik ve istihbarat örgütlerinin bu konuya odaklanmalarının sağlanması,
  • Komplo teorisinin kamuoyuna açıklanması ve bu konuda TV Programlarında tartışmalar yapılması ile komplonun ve terörün amaçlarının gündeme getirilmesi ile kamuoyu oluşturulmasının sağlanması (Amerika'da Hollywood film endüstrisi bu amaçla filmler çekmektedir, Pelikan dosyası bu filmlere örnek olarak gösterilebilir. Amerikan ordusu ve NATO gelecekte olması beklenen gelişmeleri tahmin ederek, tatbikat senaryolarına konu etmektedirler)
  • Dünya kamuoyunun bu fikre hazırlanmasıyla bu eylemden sorumlu tutulması muhtemel adayların öne çıkarılması, eylemin yapılmasını engeleyebilir.
  • Cumhurbaşkanının konuşmalarını yazanların daha dikkatli olması ve amaçlarının ülke amaçları ile uyumlu olmasının gündeme alınması;
büyük önem taşımaktadır.

Drongo kuşunu aldatan kuş ise guguk kuşudur. Guguk kuşunun bilge yaklaşımı ve aklı Drongo kuşunun zekâsına üstün gelmiştir.

Saygılarımla
Fikret GÜZELLER

Kaynaklar
https://www.timeturk.com/tr/2009/04/08/ziya-ul-hak-i-mossad-oldurdu.html
http://www.tuicakademi.org/2003-abd-Irak-savasi-ve-nedenleri/
http://www.inkilaptarihi.gen.tr/2-korfez-savasi-nedenleri-ve-sonuclari/
https://kavrakoglu.com/libya-14-kaddafi-sonrasi-1-ic-savas/
https://www.bilgiustam.com/muammer-el-kaddafi-kimdir/
https://www.haberturk.com/dunya/haber/603481-once-tunus-misir-simdi-de-libya
https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/2412298-yeni-zelanda-katilinin-tokat-seyahati-kazikli-voyvoda-masali-ve-charles-martel-klupleri
https://www.posta.com.tr/hollandada-silahli-saldiri-2123702
https://yandex.com.tr/gorsel/search?pos=0&img_url=http%3A%2F%2Fholiday-calendar.com%2Fwp-content%2Fuploads%2F2015%2F12%2FMacedonia-2019-Holiday-Calendar.jpg&text=ortodoks%20takvimi%202019&lr=11508&rpt=simage
https://onedio.com/haber/ses-taklidi-yaparak-yemek-caliyor-299092
http://www.felsefe.gen.tr/leviathan_nedir.asp
Not:
  1.        Bu yazıda ele alınan tüm bilgiler bir öngörü ve geçmişte yaşananları esas alarak yapılan analizlere ve tahminlere dayanmaktadır. Bu yazı kaynak gösterilemez.
  2.        Bu yazı tamamen hayali düşünce ve fikirlere dayanmaktadır. Hiçbir kurum ve şahıs suçlanmamaktadır.
  3.        Yazının tüm amacı ülke güvenliğine ve politikalarına katkıda bulunmaktır.