• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Ana Sayfaya Dönüş

En Çok Okunan Yazılarım

Güncel 

Yazılarım

Yorumlar

İletişim

Gençlerde nitelikli ve verimli zaman yönetimi sorunu ile yetkinliklerin geliştirilememesi

(gtag.js) TUIK'in 2016 yılında yayınladığı rapora göre üniversite mezunlarında işsizlik oranı %13.3 iken yüksek okul mezunlarında bu oran %16.8 olarak görülmektedir. Hiç okul bitirmeyen ve liseden mezun olmayanlarla oranlar karşılaştırıldığında eğitimli olanların iş bulmakta zorlandıkları görülmektedir. Günümüzde iş bulmak iyice zorlaşmıştır bunun sonucu olarak üniversite mezunları arasında işsizlik oranı oldukça yüksektir.


TUIK raporuna bakıldığında üniversite mezunlarının mezuniyetlerinden ortalama 3 yıl sonra ilk işlerine başlamaktadırlar. Doğal olarak bu geçen süre aileler ve gençler için sıkıntılı geçmektedir. Çevresi olan, adamı olan iş bulmada avantaj sağlamaktadır. Bununla birlikte, bu sürede iş bulamayan genç mezunlar sistemden ve rekabet koşullarından yakınmaktadır.


Kolay olan hep suçlamak değil midir?


Üniversitelerin, İş hayatının, sektörün, yaptığı işin ihtiyaç duyduğu bilgi, beceri ve yetkinliği mezunlara kazandırması beklenmektedir. Bununla birlikte üniversitelerin genel olarak öğrenciyi iş hayatına yeterince hazırlamadığı toplumumuzda kabul görmektedir.

PERYÖN’ün yapmış olduğu anketle, iş dünyasında yeni mezunları ön plana çıkaracak teknik, mesleki ve kişisel özellikler belirlenmiştir. Genel sonuçlarda teknik özellikler %39,8 analitik düşünmenin, %19,9 uzmanlığını geliştirmenin, %16,7 yabancı dil bilgisinin, %10,4 ilgi alanında uzmanlığını tamamlamış olmanın, %9 bilgi edinmenin ve %4,1’de bilgisayar bilgisinin önemli olduğunu göstermiştir.

Mesleki özelliklerde genel sonuçlar %25 ekip çalışması ve işbirliğinin, %23,6 dinamizm ve eyleme yönelik olmanın, %22,7 yenilikçilik ve farklılığın, %14,5 sonuç odaklı olmanın, %10 rasyonellik ve akılcılığın, %4,1 ise iç ve dış müşteriye karşı gösterilen saygının önemini ortaya koymuştur.

Kişisel özelliklerde ise %23,6 ile sürekli öğrenme ve gelişmeleri takip etmek, %22,7 ile etkin iletişim kurmak, %21,3 ile özgüven, %14,4 ile kararlılık ve süreklilik, %13 ile esneklik ve değişime uyum sağlayabilmek, %5,1 ile de etkileme ve ikna etme kabiliyeti ön plana çıkmıştır.

Öte yandan Üniversitelerin, işveren/işletme beklentilerini dikkate alarak programlarını güncelleştirmeleri, bölüm programlarında iş yaşamına/uygulamaya yönelik derslerin olması, ödev ve projelerin uygulama içermesi, sektörlerin–üniversite iş birliğinin proje bazlı olması ve öğrencilerin öğrenim süresinde sektörle iç içe olmasının sağlanması, öğrencilerin işletmelerde staj ve part-time gibi çalışma biçimlerini desteklemesi gerekiyor.

Üniversitelerin öğrenciyi hayata hazırlayan merkez değil hayatın yaşandığı yer olması ile iş hayatının taleplerini karşıması mümkün olacaktır.


Bu değerlendirme ve beklentilere bakıldığında;

İş arama ve bulma sürecinde; bireysel olarak, mezunlar, üniversite yıllarını nasıl harcadığı veya değerlendirdiği konusunda kendilerini değerlendirmekte midir?

Eğer üniversite bilgi, beceri ve yetkinlikte iş hayatının beklentilerini veremiyorsa bu boşluğu tespit ederek, gerekli çalışmayı yapacak olan öğrenci ve ona tecrübesi ile destek olacak olan ailesidir.

İş bulmak için kişisel olarak kendini geliştirmek ve emsallerinden daha iyi ve daha donanımlı olmak iş hayatındaki rekabetin doğal sonucudur.

İstatistikler iş bulmanın zorlaştığını gösterirken gençlerin genel olarak üniversite süresini nasıl değerlendirdiklerine bakmak ve bu konu üzerinde durmak gerekiyor.

Üniversite öğrenimi süresince gençlerin kendilerini geleceğe hazırlamaları ve zaman planlamasını buna göre yapmaları bir zorunluluk iken; gerçekte gençler zamanı nasıl harcamaktadır.


Bu konudaki çalışmalara göre:

Amerika'da 2007 yılında yapılan bir çalışmada kolej öğrencilerinin haftalık; sınıfta ve ders dışında eğitime harcadıkları oranlar toplandığında %16 iken sosyalleşmeye harcanan süre %51 ile en fazla harcanan süre olarak görülmektedir.

Zamanı bu şekilde harcayan gençlerin kendilerine eğitimin verdiklerinin dışında bilgi, beceri ve yetkinlik alanında bir şeyler katması imkânsıza yakın görünmektedir. Grafik öğrencilerin zaman tahsisindeki öncelik ve harcama problemini ortaya koymaktadır.


Amerika İstatistik kurumunun 2011-2015 yılları arasındaki verilerine göre, 15-49 yaş grubunda üniversite öğrencilerinin günlük uyku için 8.70 saat, eğlence ve spor için 4,10 saat, eğitim için 3,30 saat, İş hayatında geçen 2,40 saat, diğer faaliyetler 2,30 saat, seyahat 1,40 saat, Yemek 1 saat ve kişisel bakım 0,80 saat harcadıkları ortalama olarak hesaplanmıştır.



Bu süreler dikkate alındığında öğrenime çok az zaman ayrıldığı çok net görülmektedir.

Ayrılan bu sürenin verimliliği ve kişiye yaptığı katkı konusu ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte, zamanı ayırdığı ve etkili kullandığı varsayımını kabul ediyoruz. Gerçekte bedenen sınıfta olan, aklen ve ruhen derste olmayan çok öğrenci olduğu yadsınamaz.

Ülkemizde yapılan bir çalışmaya baktığımızda, ergen ve gençler günün 5 saatini akıllı telefonlarına ayırmaktadırlar.

Ortalama bir kullanıcı günde 171 dakikasını telefonuna ayırırken, telefondan sosyal medyaya ayrılan süre 76 dakikadır.

Ortalama bir kullanıcı dokunmak, bakmak ve telefon kilidini açmak da dahil günde 2,617 defa akıllı telefonuna bakmaktadır.

Ülkemizde haftanın her günü için Üniversitelerde günde ortalama 5 saat ders saatinin ayrıldığını söylemek güçtür.

Amerika'da yapılan zaman kullanım istatistikleri ve ülkemizde akıllı telefonda zaman harcama süreleri ele alındığında üniversite öğrenimi süresince eğitime, kendini geleceğe hazırlamak ve kendinde farklılık yaratmak için harcanan sürenin az olduğu anlaşılmaktadır.

Genel olarak mühendislik ve TIP gibi alanlarda eğitim için ayrılan zaman kullanımında diğer bölümlere göre bir yoğunluk olduğu genel bir kabul olmakla birlikte, üniversite öğrenim süresi 4 veya 5 yıl içinde zamanın verimli kullanılmadığı gerçeği ile karşılaşmaktayız.

Amerika'da günlük zaman tahsisi, haftalık zaman harcama çalışmaları ile ülkemizdeki akıllı telefon çalışmalarının tamamı öğrencilerin zaman tahsisi ve önceliklerinin yanlış belirlendiğini ortaya koymaktadır.

Üniversite öğrencisinin öğrenim süresinde kendisini işveren yerine koyup, bölümündeki arkadaşı ile aynı işe başvurduğunu hayal ettiğinde,

Benim arkadaşımdan farklı ne özelliğim var?

Ben hangi alanda kendimi geliştirdim ve farklı kıldım?

Beni neden işe almalı, sorularını sorması gereklidir.

Bu sorulara olumlu cevap veremiyorsa; Üniversite diplomasının iş bulmak için gelecekte yeterli olmayacağı bir gerçektir.

Ülkemizde 206 üniversite mevcuttur ve 7 milyon 300 bin öğrenci öğrenim görmektedir. Bu rakamlara baktığınızda iş bulmanızın yıllar geçtikçe zorlaşacağını tahmin etmek hiç de güç değildir.

Üniversite gençliğinin üniversite de geçirdikleri sürenin müfredat dışında kişisel gelişim ve kendine değer katma açısından planlanması ve çalışılması gerekli olduğunu anlamalıdırlar.

Üniversite gençliğinin bu zorunluluğu anlamaları dışında zaman planlaması ve zaman kullanımı konusunda kendilerini geliştirmeleri çok önemli bir unsur olarak görülmektedir.

Genel olarak üniversite öğrencilerin piyasanın ve rekabet şiddetinden haberdar olmadığı ve zamanın öneminin bu şartlar altında farkına varmayarak zamanı harcadıkları görülmektedir.

Mezunlar veya okulu bitirmeye yaklaşanlar ise kendilerine fark katmak amacıyla yeni yetkinlik, bilgi ve beceri kazanarak, rakiplerinden daha farklı olduğunu ortaya koyarak işgücü piyasasında kolay iş bulmayı hedeflemektedir.

Bu maksatla yeni planlamalara başlamakta ve ailelerinden destek alarak, okul sonrasında dil kursları veya yurt dışı eğitim programları ile kişisel gelişimi tercih etmektedir.

Burada sorulacak soru, dil öğrenimi yaz tatillerinde veya diğer zamanlarda yapılamaz mı?

Temeli kışın alıp pratiği ve gerçek yaşam ve kültür içerisinde yaşayarak kalıcı hale getirilemez mi?

Öğrenim süresince, üç ay yaz tatil süresini ve öğrenim süresindeki zamanı etkin kullanarak geleceğe hazırlanarak daha iyi kazanmak, daha iyi şartlarda yaşama olasılığını artıracaktır.

Burada zamanı nasıl kullanacağınız sorusunun yanı sıra ne için kullanacağınız ve amacınıza ulaşmanızdaki katkısının ne olacağı önem kazanmaktadır.

Bu nedenle Rekabet İstihbaratını kullanarak, piyasanın taleplerini, piyasanın geleceğini vizyoner bir bakış açısı ile değerlendirirken rakiplerinizin nasıl ve hangi alanlarda uzmanlaştığını belirlemeniz ve kendinizi nasıl farklı kılacağınızı planlamanız günümüzün bir zorunluluğu olarak görülmektedir.

Hedef ve amaç belirlemesinde kişilik özellikleri, yetenekleriniz, beklentileriniz ve piyasanın gelecekteki yapısını dikkate almalısınız.



Günümüzün gerçeği şudur; üniversite öğrencilerinin gelecekte tek başına diplomanın iş bulmak için yeterli olamayacağı ihtimalini hesaplamalıdır.

Bu ihtimali dikkate alamayan gençler genel olarak zamanı yanlış kullanmaktadır, zaman para demek olduğundan, kaynak israfı olduğu da bir gerçekliktir.

Öğrenciler, kişisel olarak zamanı nasıl harcadığınızı anlamak için günlük zaman harcamanızı not ederek, zamanı ne kadar etkin kullandığınızı görebilirsiniz. (uyku, eğlence, ders, çalışma ve diğerleri)

Önce teşhis sonra tedavi gelir.

Aile yalnızca fatura ödeyen değil aynı zamanda iş hayatının beklentileri ile öğrencinin özelliklerini değerlendirerek teşhiste yardımcı olabilmelidir.

Zaman kullanımınızdaki sorunu bulursanız, problemi çözebilirsiniz.

“Eğitim hayata hazırlık değildir; o hayatın ta kendisidir.” John Dewey

Beğendiğiniz yazıları dostlarınızla paylaşınız.

Saygılarımla

Fikret GUZELLER

Kaynaklar

Sayı: 21865, 07 Aralık 2016, Sayı: 21865 Gençlerin İşgücü Piyasasına Geçişi Araştırma Sonuçları, II. Çeyrek: Nisan - Haziran, 2016, Haber Bülteni, TUIK

https://www.blogarti.com/turkiyenin-universiteleri-ve-universite-sayisi.html

https://rocysynoqalu.monstermanfilm.com/students-spend-less-time-studying-46402gh.html 28 Şubat 2012, Prof. Peter Slee, Students spend less time studying,

https://www.goodcall.com/news/how-college-students-spend-their-time-may-surprise-you-recent-survey-debunks-myths-03479/ American Time Use Survey, Bureau of Labor Statistics, American Time Use Survey, 2011-2015, 15*49 yaş aralığındaki öğrenci grubunun istatistikleri

Adem Sağır, Hasan Eraslan, Uluslararası Toplum Araşatırmaları Derneği sayı:17, Mart 2019,Akıllı Telefonların Gençlerin Gündelik Hayatlarına Etkisi: Türkiye’de Üniversite Gençliği Örneği

http://www.milliyet.com.tr/egitim/universiteler-is-hayatina-yeterince-hazirlayabiliyor-mu-972664