• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Ana Sayfaya Dönüş

En Çok Okunan Yazılarım

Güncel 

Yazılarım

Yorumlar

İletişim

Sun Tzu ve Orhun Yazıtları

(gtag.js)
Sun Tzu ve Orhun Yazıtları;


Sun Tzu'nun "Savaş Sanatı kitabı" zaferin anahtarını verdiğini anlatırken, komutanlara günümüz diliyle her alandaki yöneticilere, yönetimin esaslarını anlatmaktadır.

Orhun yazıtları Türklerin devlet anlayışı ile yönetimi, liderlik, kültürel unsurları, Türklerin komşularıyla ve soydaşlarıyla olan ilişkileri ile sosyal hayatıyla ilgili önemli bilgileri içerir.  Parça parça dersler çıkarılabileceği gibi bütünsel amaca da bakmak mümkündür.

1. Sorumluluk Kimdedir?   

Sun Tzu der ki; "Akıllı lider düşman ordusunu savaşmadan, düşman kentlerini kuşatmadan ele geçirmesini bilir. Düşman krallığını sava ş meydanında uzun sürecek savaşlardan çok savaş oyunları ile bitirir.[1]"

"Savaş Sanatı, savaş koşullarının değerlendirilmesinde mutlaka göz önüne alınması zorunlu beş önemli faktörün etkisi altındadır. Uyum (Ahlak) Faktörü, Hava Faktörü, Arazi Faktörü, Liderlik Faktörü, Disiplin Faktörüdür[2]."

Sun Tzu istihbaratın önemini, planlamayı, gücün kullanımını, savaşın maliyetini, taktik ve manevrayı, araziyi kullanmayı ve ateş desteğini, istihbarat, aldatmayı, psikolojik harbi anlatırken "Savaşmadan Kazanmayı" ele alır.

Orhun yazıtlarında, Çinliler ile savaşan Bilge Kağan, Çinlilerin aldatmalarını, psikolojik harbi kullanmalarını, istihbarattan yararlanma ve psikolojik harbi gibi taktiklerini bildiği için, Orhun yazıtlarının doğu yüzünde;

Bilge Kağan der ki; "Bilgisiz kağan oturmuştur, kötü kağan oturmuştur. Buyruku da bilgisizmiş tabiî, kötü imiş tabiî. Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, aldatıcı olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti karşılıklı çekiştirttiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş.[3]"

Bilge Kağan ve Sun Tzu savaşta hile ve aldatmanın önemini, savaşmadan kazanmanın yöntemlerini bildiklerini göstermektedir. İyi liderin verdiği buyrukların, bilgiyi kullanma biçiminin sonuçta etkili olduğunu anlatılmaktadır.

Zafer ve mağlubiyetin sorumluluğu lider ve komutanlara yüklenmektedir.

2.İstihbaratı kullanmak ve Karar süreçleri;

Tonyukuk anıtında bir casustan aldığı haber üzerine, Tonyukuk der ki; "Bu sözleri işitince gece yine uyuyasım gelmiyordu, gündüz yine oturasım gelmiyordu. 0 zaman düşündüm. İlkin Kırgız üzerine yürüsek daha iyi olur dedim. Kögmen yolu tek imiş; Kapanmış diye işitip bu yoldan yürümek olmaz dedim. Kılavuz istedim. Çöllü Az eri buldum. Az ülke (sinde), Anı bel (inde bir yol var) mış; bir at yolu imiş, onunla gitmiş. Onunla konuşup bir atlının gitmiş olduğunu öğrenince bu yolla gitmek mümkün dedim. Düşündüm ve kağanıma[4]".

Tonyukuk duygularına hâkim olmuş, önce enformasyonu değerlendirmiş ve strateji geliştirme sürecini tamamladıktan sonra kağan ile görüşmeyi yapmıştır. Karar vermeden önce seçenekleri değerlendirdiğini, araziyi bu değerlendirmede dikkate aldığını vurgulamaktadır.

Sun Tzu der ki, " Harekete geçmeden düşün, tasarla[5]", "Koşullar ne kadar lehinize olsa yeni durumlara göre planlarınızda zaman, zaman değişiklikler yapmakta fayda olacağını sakın unutmayın.[6]","Bilge hükümdar dikkatli, iyi komutan tedbirli olmalıdır. Bir ülkeyi barış içinde yönetmenin, orduyu güçlü tutmanın yolu budur.[7]"

Her lider, düşünmeden, tasarlamadan hareket etmemek gerektiğini ele alırken, tedbirli olmayı, koşulları değerlendirmeyi anlatırken karar süreçlerinin önemini öne çıkarmaktadır.

Liderin tecrübe ve bilgiyi kullanarak durumu değerlendirmesi ve oluşan seçeneklerden en uygun olanı tecrübe ve bilgisi ile seçmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Lider, tecrübeli, bilgili ve aklını kullanabilendir.

3. Özgüven, Baskın ve Motivasyon;

Sun Tzu der ki; "Usta savaşçı saldırıda korkunç, karar vermede çabuk olandır.[8]"," Savaşılacak yer ve zamanı bilirsek, kendimizi savaşa konsantre edebiliriz."," Askerin komutanına inanmasını sağlamak için ayırım göstermeden bir yandan adil davranıp, diğer yandan çelik gibi disiplin altında tutmalıyız. Bu zafere giden en kesin yoldur.[9]"

Tonyukuk der ki; “Haberciyi getirdiler. Sözü şöyle idi: Yarış ovasında yüz bin asker toplandı dedi. Bu sözü işitince beğler, hepbirlikte geri dönelim, zayıfın utancı daha iyidir dediler. Ben şöyle dedim; ben, Bilge Tonyukuk: Altun Ormanını aşarak geldik, İrtiş ırmağını geçerek geldik. Gelenler yiğit dediler duymadılar; tanrı, Umay, mukaddes yer su üzerine çöküverdi. Niçin kaçıyoruz? Çok diye niçin korkuyoruz? Azız diye niçin kendimizi küçümsüyoruz? Hücum edelim dedim. Hücum ettik ve yağmaladık."

Her iki liderde gerektiğinde çabuk karar vermeyi öne çıkarmakta, ikna, odaklanma ve baskının zafer kazanmaktaki değeri vurgulanmaktadır.

Bu ilkeye baktığınızda pazara ilk ürünün girmesindeki hız, baskın seçim yapılmasındaki kararın alınması, motivasyon gibi günümüzde geçerli birçok faktörü geçmişte anlatılanlardan görebiliyoruz.

Durumu ve duruma etki eden faktörleri bir potada harmanladıktan sonra üretilecek seçenekler arasından, sizi zafere taşıyacak olan en iyi seçenek karardır.

4. Lider ve Devlet adamı olmak;

Sun Tzu der ki; Devlet maliyesinin zayıflığı, ordunun vatanından uzak düşman arazisinde savaşması, daha çok lojistik destek ihtiyacını gerektirir. Uzaktan yardımla yaşamak zorunda kalan ordunun halkı fakirleşir. Öte yandan ordunun yakında olması fiyatları yükseltir. Yüksek fiyatlar da halkın yaşam seviyesini düşürür. Yaşam seviyesi düştüğünde, halk ağır yük altında kalır. Düşük yaşam seviyesi, güç tükenmesi yüzünden halkın dişinde tırnağında kalmaz, gelirlerinin büyük kısmı ek vergi olarak alınırken, devletin masrafları ise kırılan savaş arabalarının onarımı, eksilen atların, zırhların, ok, yay, mızrak, kalkanların ikmali, malzeme arabaları ile b u arabaları çekecek öküzleri alımına yapılan harcamalarla artar."

Bilge Kağan der ki; "Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum için kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep toplattım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Yoksa bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, milleti, bunu işitin! Türk milletini toplayıp il tutacağını burda vurdum."

Sun Tzu savaşmadan kazanarak veya zorunluluk var ise savaşarak ülkenin güvenliğini sağlamayı anlatır. Orhun yazıtlarının bütünsel anlatımı, Türk milletinin birlik içinde olmasını, insanın birlik ve refah içinde yaşamasının amaç olduğunu anlatır.

Her iki lider de halkın refah ve mutluluğunu esas almaktadır. Halkın zenginleşmesi düşüncesi, bunu sağlayacak kararların alınmasının önemi anlatılmaktadır. Savaşın milleti ne kadar fakirleştirebileceği detayları ile izah edilmektedir. Sun Tzu fakir milletin ordusunun sürdürülemez olduğunu, Bilge kağan'dan ise Milleti çok kılmak (birlik ve beraberliği artırmak) için ise refahın önemli olduğunu öğreniyoruz.

"İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın"

Sonuç olarak; Kaç bin yıl geçerse geçsin, değişen teknoloji ve bilgi birikimi olacaktır. Yönetimde insan faktörü oldukça hırs, kıskaçlık, para, makam beklentisi hep var olacak, insan duyguları, aklı ve bedeni ile aynı kalmaya devam edecektir.

Önemli olan liyakat esaslarına bağlı atamalar ile yönetimin her basamağında ilkeli, çalışkan yöneticileri görevlendirebilmektir. Yönetimde yapılan atama ve uygulamalarda görülen insanın kişisel hırs, aç gözlülük, ayırımcılık vb uygulamalarını dengeleyecek olan ahlak, vicdan duygusu, toplumsal değerler ve hukuk sistemidir.

Batılılar Orhun yazıtlarından, Dede Korkut'tan, Siyasetname'den, Mevlana'dan çıkardıklarını bize parça parça anlatacaklar, bizde bunları yönetim derslerinde işlemeye devam edeceğiz.

Bize düşen tarihimizde var olan büyük yönetim tecrübe ve bilgi birikimimizi anlatmaya ve açıklamaya çalışmaktır.

Yönetmek demek, Hükmetmek demek değildir.

Beğendiğiniz yazıları lütfen dostlarınız ile paylaşınız.

Saygılarımla
Fikret GÜZELLER
 
Kaynaklar

[1] Adil DEMİR, Sun TZU, Savaş Sanatı, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2008, s.49

[2] Adil DEMİR, Sun TZU, Savaş Sanatı, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2008, s.43

[3] edebiyatvesanatakademisi.com

[4] edebiyatvesanatakademisi.com

[5] Adil DEMİR, Sun TZU, Savaş Sanatı, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2008, s.62

[6] Adil DEMİR, Sun TZU, Savaş Sanatı, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2008, s.42

[7] Adil DEMİR, Sun TZU, Savaş Sanatı, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2008, s.227

[8] Adil DEMİR, Sun TZU, Savaş Sanatı, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2008, s.55

[9] Adil DEMİR, Sun TZU, Savaş Sanatı, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2008, s.69