Mindfulness (Farkındalık) ve Karanlıkta Fili Tanımak
(gtag.js) Günümüzde teknoloji ve bilim gelişmeye devam etmektedir. Bilim gelişmekle birlikte İnsana baktığımızda binlerce yıldır, İnsanın yapısı aynıdır, egosu, ihtirasları beklentileri vardır, sadece geçen yıllarda beklentileri şekil değiştirmiştir. Eskiden iyi bir Arap atı isterken bugün belki bir spor araba istemektedir. Erkek ve kadın ikili ilişkilerin de aynı istek ve arzu mevcuttur. İkili ilişkilerde, yönetimde, ticarette insanın yapısı binlerce yıl önce nasıl ise bugün de aynıdır.
Geçmişte krallar, komutanlar hangi ilkeler ile askerlerini, memurlarını, tebaasını yönetiyorsa bugünde aynı ilkeler ile yönetmeye devam etmektedirler. O dönemde yönetimle ilgili her başlık (kavram) incelenmemiş olsa da bugün motivasyon, delegasyon, geri bildirim gibi unsurların incelenmesi söz konusudur. Bu kavramlar geçmişte isimlendirilmemiş olsa da uygulamada mevcutlardı. Ancak isimlendirilmemişti, Bununla birlikte ödül, ceza, Onur şeref, sadakat, bağlılık, güvenirlik gibi kavramlar mevcuttu.
Bu kadar çok kavram arasında günümüzde öne çıkanlar var ve bilim bunların üzerinde çalışmalar yaparak bilimsel açıklamalar getirmeye çalışıyor. Burada aklıma gelen soru geçmişte acaba bu kavramların, yada yaklaşımların farkında olanlar var mıydı? Bu kavramlardan bir tanesi de Mindfulness (farkındalık) kavramıdır.
Günümüzde Mindfulness yada Türkçe karşılığı farkındalık yaşadığın şu anda kendinde ve etrafında gerçekleşenleri olabildiğince oldukları gibi fark etmektir, çevremizden her an beynimize binlerce data akmaktadır, bu gelen verilerin farkına vararak bunu değerlendirmek bizim için iletişimde, yönetimde, ikili ilişkilerde ve birçok alanda çok önemlidir. Zihninden geçen düşünceleri görmek, yaşadığın duyguları, vücudundaki hisleri oldukları gibi algılamak ve normalde yaptığın gibi gerçekleşenleri isimlendirmediğin ve yargılamadığın için tepki vermeden onlarla kalabilmektir. Farkına vardığınız her duygu ve olaya karşı doğru tepkileri üretmek için çalışmak önemlidir. Peki, farkındalık günümüzde bu kadar önem kazanırken geçmişte bu nasıldı acaba insanlar o zaman bu konuya değiniyorlar mıydı.
Geçmişteki bir insanın bakış açısını anlayabilmek için yazılan eserlere bakmakta fayda var, Bu sorunun cevabını ararken aklıma mesnevi geldi Bunun için 1259 yılında başlanıp 1263 yılında yazımı tamamlanan mesneviye bakalım. Mesnevi, Felsefe, mantık, sosyoloji, ahlak, Din temelinde birçok mesajı hikâyelerin içinde büyük ustalıkla anlatıyor.
"Ben bu işin Kitabını yazdım" deyimi gerçek oldu. Etkili Sunumda Evrensel İlkeler kitabımın İçeriğine uygun hazırladığım;
|
Farkındalık kavramı ile ilgili Karanlık Mekânda Fili tanımak hikâyesi;
1. Vaktiyle Hintliler bir fili karanlık bir ahıra koyup halka göstermek istediler. Bir sürü insan hayvanı görmek için gelip ahırın kapısına dayandı. Ama ahır, göz gözü görmeyecek kadar karanlık olduğu için, hiçbir şey göremediler ve elleriyle fili yoklamaya başladılar.
2. Biri eline hortumunu ele geçirdi, "Bu bir Borudur" dedi.
3. Başka Biri kulağını ele geçirdi" Fil bir yelpazeye benziyor" dedi.
4. Bir başkası bacağından tutarak," Bu bir direk olmalı" dedi bu hayvan
5. Bir başkası da sırtına dokunarak " Padişahın tahtına benzetti garibi!
6. Herkes neresini elleyip ne sandıysa hayvanı, tanımı da ona göre oldu. Her birinin görüşleri farklı olduğundan sözleri de farklı oldu. Bir a derken öbürü b diyordu.
7. Herkesin elinde bir ışık olsaydı. Her sözde bunca ayrılık olmazdı
8. Duygu gözü ancak avuca, ancak köpüğe benzer, Avuç bir fili nasıl kavrayabilsin?
9. Denize bakan göz başkadır, Köpüğe bakan gözden.
10. Köpüğün gözüyle değil denizin gözüyle bak sen!
11. Köpükleri gece gündüz deniz oluşturur;
12. Hayret köpükleri görüyorsun da Denizi görmüyorsun!
13. Biz gemiler gibiyiz, aydın bir denizin içindeyiz ama birbirimizi görmüyoruz.
14. Ey ten gemisine binen adam uykuya dalma!
15. Denizi gördün ama denizin denizini de gör!
16. Denizin de onu sürükleyen bir denizi var.
17. Ruhun da bir ruhu var onu istediği yöne çeviren.
Türkiye'de İlk defa pozitif ayırımcılıkla kadınlar için hazırlanmış liderlik programıdır. | |
|
Bu satırlardan ne anlayabiliriz.
a. Bir bütünü parçalar oluşturur, her insan bir bütünün farklı parçasını görebilir, bu onun bilgi ve tecrübesine göre değişir. Her parça doğru tanımlanmakla birlikte bütünü tanımlamaz.
b. Sadece duygu ile değil akıl ile de bakmayı deneyin, sadece gördüğünüz bilgi bütünü size veremez.
c. Sonuçları söylemeniz ve görmeniz yeterli değildir. Sonuç ve sebep ilişkisini arayın, sorgulayın sebep olmadan sonuç olmaz.
d. Aydınlıkta olmanız ve birbiriniz görmeniz için yeterli değildir, gözün görmeyeceği hususlar olduğunu da dikkate al.
e. Ruhun da ruhu var derken, İnsanda ego ve ihtiras istekler söz konusudur. İnsanı farklı yönlere iten, yönlendiren , bunların farkına varmanızı istiyor.
Farkındalık kavramını sorgulama ile birleştiren bir hikâyeyi okuduğumda, aklıma Batının bugün bize anlattığı Farkındalık, bütünü görme, duygusal zeka, iletişim kavramları geldi. Bilimin sonuçlarını onlardan alırken, kendi kültürümüzde ne var diye sormakta ve bilimsel çıktıları yaşamımızın gerçekleriyle kullanılır şekilde bağlamak son derece yararlı olur diye düşündüm.
Eşimiz, sevgilimiz bazen "Beni anlamıyorsun" veya "Beni tanımıyorsun" demektedir. Yani farkında değilsin diyor, sizin farkındalık seviyenizi ölçmektedir. Mevlana'nın deyimi ile aydınlık denizde olmanıza rağmen birbirinizi görmüyorsunuz.
İletişimde söz ile verilen mesaj %7 iken geri kalan %93 lük kısım sözsüz iletişim ile verilmektedir ve sizin duygusal zekânıza bağlı olarak, %93 i nasıl alıp değerlendirdiğinize bağlıdır. Bütünü mü yoksa iletişimde parçaları mı görüyorsunuz? Tabii ki sonuç farkındalık seviyenize göre değişmektedir.
Yönetici olarak sebep ve sonuç ilişkisi son derece önemlidir, Yönetmek için girdileri ve çıktıları dikkate aldığınız gibi Egonuzu kontrol altına alabilmelisiniz.
Her çalışanın verdiği bilgi Filin bir parçası olabilir, Ortak aklı oluşturmak ve bütünü görebilmek için duygulardan ötede değerlendirme yapabilmelisiniz.
İNOVASYON yapacağız diyoruz, GLOBAL REKABET var diyoruz, İnovasyon ve Rekabet için BİLGİ'yi Nasıl sağlayacağız. Firmamızın Bilgilerini Nasıl Koruyacağız? BUNLARIN CEVAPLARINI BİLİYOR MUSUNUZ?
|
|
Eğitim ve Toplantılarınızda birlikte olma dileklerimle, soru ve talepleriniz için mail atabilirsiniz. Saygılarımla
Beğendiğiniz yazıları lütfen dostlarınız ile paylaşınız.
Fikret GÜZELLER
fikretguzeller@gmail.com